22 Ağustos 2009 Cumartesi

Boboydu, Nobreydi derken...

Şu ana kadar ne zaman Nobre koşuyor ama pozisyona giremiyor, orta sahada koşmasın ceza alanı etrafında koşsun, yorulmasın pozisyona girsin diye yazsak birileri esip gürlüyordu: "Aslanım, o dediklerini yapacak adam olsa İspanya liginde oynardı, İngiltere'de Chelsea'de oynardı hede hödö"...Bak adam (spirit) ne güzel yazmış, Baros da koşuyor da etkili koşuyor, ana, o da ne, hem de İspanya liginde falan da oynamıyor, bildiğin TSL'de Gassaray'da oynuyor!! Eminim yine birileri çıkıp cımbızla çektiği istatistikleri verecek, "sen öyle diyon da bak bu adam oynarken bizim takım rererörö..". Bu adam oynarken de oynamazken de ne olduğunu geçen yıl çok net gördük arkadaşlar, futbolcu tutmayın da biraz takım tutun bence...

Gençlerbirliği-Beşiktaş, 3. hafta, 22.08.2009

İlk yarı bitti, dayanamadım yazıyorum:
1-Erhan ancak Ernst ve Fink'e yedek olabilir, kesinlikle ilk 11'de işi yok, keşke Serdar Özkan oynasa demek istemem ama oyun kurucu Uğur olmasın da kim olursa olsun...Yerli Kaka vardı, kalmadı mı?
2-Tello'yu oyun kurucu ya da forvet arkasına çekince takımın sol tarafı hiç iş yapmıyor, Tello da saydığım mevkilerde iyi değil, yani yine kaybeden biz oluyoruz.
3-Nihat'ı hazırlamaya çalışmak, moral vermek iyi de bir yere kadar. Fiziksel olarak hazır değil.
4-Erhan maalesef çizgiye inemiyor, haliyle orta sahaya yakın yerlerden anlamsız ortalar yapıyor, Rıdvan denenmeli.
5-Üzülmez'in oynatılması saçma, o zaman İsmail'i niye aldık? İsmail ilk kez 1. ligde oynamıyor ki, neyi bekliyoruz? Rotasyon desek, geçen haftada Üzülmez oynadı, kötü oyuna 2 hafta üstüste tahammül edemem, isterse 2. yarı gol atsın.
6-Bu takıma oyun kurucu şart, 1,05 numara lazım değil diyene gülerim, Aurelio'yu istemem diyeni ayıplarım.
7-Nihat bu haldeyken santrforsuz oynuyoruz. Holosko sağda oynamazsa orası da iptal, zaten sol yok. Demekki santrfor lazım 2. yarı, elde kim var...Nobre. Ona bile razıyım şu anda.
8-Futbol takımı değil rugby takımı gibiyiz. Süvari yok, at koşuyor ama pistin dışına doğru...Bilmem anlatabildim mi?

26 Temmuz 2009 Pazar

Yeni Red Alert Methiyesi

Hastası olduğum oyun Red Alert yeni versiyonuyla piyasaya çıktı. Oyunun gerçek hastalarındanım, ilk çıkan tuhaf grafikli versiyonlardan beri oynuyorum. Ama sorsanız en çık hasngisini beğendin diye RA2 Yuri's Revenge derim. Bu oyun türünün son örneği oldu ve maalesef sonunda Red Alert'ı da Warcraft'a çevirdiler 3D grafiklerle Multifonksiyon ünitelerle saldırdılar canım oyunuma. Oysa oyunumun güzelliği basit ve direkt sonuca gidilebilir olmasındandı. Yok tarlatapan kur, bir de eşşek (bkz. eşek) arabası yap, tarladan çıkanları bazara (bkz. pazar) götür sat, arada bir çağ değiştir, sopayla savaş eğer çok tarla ve okul yaparsan baltaya terfi et. Bazı adamlar alengirli işlerle uğraşmadan direkt kan akıtmak ister, benim gibi. Dolayısıyla oyun bana hitap ediyor. RA2 güzeldi, USA ve Rusya gibi pek de eşit olmasa da göze batmayan 2 taraf vardı. Sonra sanki USA güçsüzmüş gibi bir sürü yeni ekleme yaptılar, Rusya'nın biricik Yuri'sini çaldılar, Yuri'nin tarafı bile Rusya'yı ezer oldu. UFOlar, boomerlar, brutelar bir de mind control daha ne olsun. En sevdiğim versiyon buydu. Sonra modernizasyon ayağına 3D hale geti,rdiler oyunu, Çin'i eklediler, ırak ekldiler 11 Eylül sendromuyla fakat oyunun tadı kaçtı. O sadelik gitti, uyduruk silahlar ve üniteler geldi. Ama en sonunda yine doğruyu bulacaklar galiba, çünkü RA3 biraz eskiye dönüş gibi olmuş. Japonları olaya dahil etmek akıllıca olmuş. Adamların felsefesini de taşımışlar, uçaklar tank oluyor, tanklar helikopter oluyor, silsile böyle devam ediyor. King Oni adlı üniteye hasta oldum, bir de şu Jet\Mecha Tengu olayı ve onların replikleri beni bitirdi. USA iyi olmuş ama Japonya'dan iyi değil, garibim Rusya yine aynı, gelen vurdu giden vurdu. Zeplinin dönüşü iyi oldu ama o da yetmiyor artık. Terror drone muadili bir ünite daha koymuşlar, özel üniteleri sınırlandırmışlar fakat nerde o eski Boris, severdim kalaşnikofla tankları parçalamasını...Rusya'ya uçak eklmeyi akıl etmek de bir aşamadır der yazıyı bitiririm.