28 Haziran 2008 Cumartesi

kafamda sürekli yankılanan "hayır, şimdi değil" sesi

Çok saldırgan bir bilinçaltım olduğunu düşünmeye başladığımda Savaş Ay yeni yeni A takımını yapmaya başlamıştı. Televizyonda ünlü sayısı giderek artıyordu ve tabii ki çokluğun olduğu yerde bokluk otomatikman bitiyordu. Ayşe Özgün ve dayanılmaz konukları, ki sonradan düzmece kavgalar yaptıkları sonradan ortaya çıktı, Reha Muhtar, Hülya Avşar, Sibel Can, İbrahim Tatlıses...Televizyonda her soytarılık yaptıklarında kafamda bir ses tekrarlamaya başlardı "hayır, şimdi değil, henüz değil...". ne demek istediğini ilk başta anlayamazdım. Bu ses her sabah programında sonra da magazin ve talk show programlarında tekrarlamaya başladı. Daha sonra kendimi bu manyak medya-ünlü ikileminden kurtarmak için coca cola içmeyi bıraktım. Nedense bu aptalca fikir işe yaradı ve kafamdaki ses artık tam mesajı veriyordu bana, bölük pörçük takılmıyordu..."hayır, zamanı değil, tenhada sıkıştırmalısın, milyonların gözü önünde olmaz..." evet, mesajı almıştım.Fakat tuhaf bir görev yüklendiğimi hissederek garip davranmaya başladım. geceleri uyuyamıyor, okulda kafamı derslere veremiyordum. kendimi bu kez de okumaya verdim...ama olmadı....okuduğum hiç bir şeyi anlamıyordum, aklım hep görevimdeydi...evet, sonunda dayanamadım ve oturduğum orta ölçekte şehirde, zor da olsa, bir desert eagle aldım...evet, bunu yaptım ve istanbul'a ilk gemiyle yola çıktım...hepsine ödetecektim, evet hepsine....to be continued...

Hiç yorum yok: